Bir zamanlar Güney Afrika futbolu denince akla ilk gelen şey sokaklardan sahaya taşınan özgürlük ve bireysel yeteneklerdi. Bugün ise Bafana Bafana (Zulu dilinde 'Çocuklar') farklı bir yolculuğun içinde. Mark Fish'ie bu dönüşüm hakkında düşündüklerini sorduk.
"Avrupa tarzı oyuna uyum sağlamak zorunda kaldık"
Mark Fish, Güney Afrika'nın mevcut kimliğini, "Bireysel yetenekten, organize bir kolektife geçiş söz konusu. Son 12?18 ayda Teknik Direktör Hugo Broos yönetiminde, taktik farkındalığı olan bir takım inşa etmeye odaklandık. Güney Afrika futbolu geleneksel olarak yeteneğe ve bireysel beceriye dayanır, ancak Mısır gibi kıtanın devlerinin belirlediği, daha disiplinli ve Avrupa tarzı oyuna uyum sağlamak zorunda kaldık." cümelleriyle anlattı.
Güney Afrikalı eski futbolcu ülkesinin milli takımının süper yıldızlara sahip olmamasını bir dezavantaj olarak görmüyor: "Şart değil. Henüz küresel ölçekte çok büyük isimlere sahip değiliz ama son derece iyi ve aç bir oyuncu grubumuz var. Teknik ekibin en büyük görevi bu grubu doğru yönetmek ve ayaklarının yere basmasını sağlamak. Son dönemdeki başarılarımız nedeniyle ülkede beklenti yükseldi. Daha fazla özgüvenle geliyoruz ama bu aynı zamanda daha fazla baskı demek. Hugo Broos'un hedefi, iyi çalışılmış bir takımın bireylerden oluşan bir takımı geride bırakabileceğini göstermek."
1996 Afrika Uluslar Kupası serüveni
Fish'in hafızası 1996'ya gidiyor. Ev sahibi olmanın yükü, grup aşamasında gelen yenilgi ve ardından kupaya uzanan yol...
1996 Afrika Uluslar Kupası'yla alakalı anılarını şu şekilde anlattı:
"1996'da ev sahibi olarak inanılmaz bir baskı altındaydık. Grup aşamasında Clive Barker'ın yaptığı rotasyonlar sonrası Mısır'a kaybettiğimizi hatırlıyorum. Ama bu durum ruhumuzu kırmadı; kupayı kaldırmayı başardık. Bu, Güney Afrika DNA'sı: dayanıklılık. O turnuvada gol krallığını Benni McCarthy ile Mısır'dan Hossam Hassan paylaşmıştı. Bu ikonların bugün teknik direktörlüğe geçmesi, örneğin Hossam'ın şu anda Mısır'ı çalıştırması, paylaştığımız derin futbol mirasını gösteriyor."
"Afrika futbolu artık ham yetenekten ibaret değil"
Ona "Türkiye'deki futbolseverler, önümüzdeki yıllarda Güney Afrika futbolundan ne beklemeli?" sorusunu yönelttiğimizde ise cavabı şu şekilde oldu: "Taktiksel olarak gelişen bir takım beklesinler. Afrika futbolu artık sadece ham yetenekten ibaret değil; taktik yönetim çok önemli. İster Kuzey Afrika olsun ister kıtanın en güneyi, aradaki fark giderek kapanıyor. Güney Afrika için odak noktası, bireysel özelliklerimizi disiplinli bir takım yapısı içinde sergilemek. Başkalarının belirlediği standarda saygı duyuyoruz ama hedefimiz onu aşmak."
51 yaşındaki eski futbolcunun Afrika Uluslar Kupası'yla ilgili beklentileri ise yüksek. Fish, Afrika futbolunun izlemesi zevkli temposunu ve turnuvadan beklentilerini, "Günün sonunda taktikler dengelendiğinde, iki takımı ayıran şey bir anlık "bireysel parıltı" oluyor. Bir tarafta Mohamed Salah, diğer tarafta Bafana Bafana'dan yükselen bir yetenek? O kıvılcım Afrika futbolunu bu kadar etkileyici kılıyor. Kıta futboluna başarılar diliyorum ama benim kalbim her zaman Bafana Bafana ile." sözleriyle açıkladı.
Mark Fish'in kariyeri
Mark Fish, futbol kariyerine Güney Afrika'da Jomo Cosmos'ta başladı; burada forvetten sol beke dönüştürülerek ülkenin en umut vadeden savunmacılarından biri haline geldi.
1994'te Orlando Pirates'a transfer olan Fish, lig şampiyonluğu, Afrika Şampiyonlar Ligi ve CAF Süper Kupa dahil birçok önemli başarı yaşadı.
Kısa bir Lazio macerasının ardından İngiltere'ye geçen deneyimli oyuncu, Premier Lig'de Bolton Wanderers ve Charlton Athletic formalarını giydi.
Ağır bir diz sakatlığı sonrası kariyerini noktalayan Fish, Güney Afrika Milli Takımı'nın birçok kez formasını giydi ve 1996 Afrika Uluslar Kupası'nı kazanan kadronun kilit isimlerinden biri oldu.


Künye